“Hiçbir film yapımcısı insanoğlunun özünü Miyazaki kadar iyi anlamaz. Amacı çocuklara göre konuşmak değildir. Amacı hepimizin insanoğlunu anlamasına yardımcı olacak filmler yapmaktır.”
“Çocukların anlaşılmaz bir şey görmeleri gerekir, daha sonra anlayacakları bir şey.” der Miyazaki..

……………………
*Karakterler çok net hedeflerle ayrıntılı olarak anlatılır. Bir karakterin başlangıç noktası onun ne istediğini bulmak ve karakterinizin ne başarmak istediğini netleştirmektir.
*Filmlerindeki ana temalardan biri bütün varlıkların ve evrenin bir ruh taşıdığına, doğada ruhani bir bağ olduğuna dair fikirdir. Ve insanların da doğanın bir parçası olduğuna inanır, o nedenle onlar da bu ruhani bağa dâhildir.
*Bildiğimiz fantezi filmlerinin aksine, Miyazaki ahlakı basit bir ya hep ya hiç şeklinde tasvir etmez. Kötüye karşı iyi şeklinde bir ikilik yoktur filmlerinde. Herkes ve her şey sevecenlik kadar vahşilik öğelerini de taşır, dünyadaki hiçbir şey sadece biri ya da diğeri değildir, skaladaki bütün duyguların birleşimidir. Miyazaki komplike bir ahlaki kavram sunar. İnsanlığın olumsuz taraflarını bastırmaya çalışmaz çünkü onlar etrafımızda zaten vardır, doğanın parçasıdır.
*Hikâyelerin mesajı hiçbir zaman kazanmakla ilgili değil ihtiyaç doğrultusunda uyum sağlama ve büyüme üzerinedir. Acı gerçeklerle yüzleşiriz ama bu gerçekler daha iyi bir şeyin doğuşuna yer açmak üzere ele alınırlar. Pek çok animasyonda her şey bir anda tatlıya bağlanır, çözülür ama karakterde hiçbir gelişim olmaz. Hedefine uzun süreli kişisel engelleri aşmadan varmıştır. Miyazaki karakterleri ise hiçbir zaman izleyicinin beklediği şekilde sona ulaşmaz. Kusurlu olarak başlarlar ve kusurlu kalırlar ama deneyimleri onların bakış açılarını renklendirmiş, yeni olasılıklar filizlendirmiştir.
*Miyazaki filmlerinin sonunda karakterin ne istediği ile neye ihtiyacı olduğu arasında net bir ayırım yapılır. Ve bazen filmin amacı karakterlerin duygusal olarak belirli bir noktaya gelmelerini sağlamak olabilir, çünkü karakterlerin net hedefleri olsa da hedefler asla karakterlerin kendileri kadar önemli değildir.
*Filmlerde görünüşte tanrılar ve ruhlar olabilir ama kalbinde insanlar ve bizi büyütüp değiştiren hisler yatar. Neticede Miyazaki karakterlerine bir özgürleşme hissi sunar ve dolayısıyla bize de. Boğucu bir toplum içerisinde insanlar görürüz önce ama sonuçta özgüveni ve özsaygısı olan karakterler gösterilir – ve bunları somut başarılarla değil duygusal başarılarla elde etmişlerdir.

Paylaş: